

Bulgaristan'ın baÅŸkenti Sofya'da açılan "Sürgün (Banishment)" isimli sergide, ülkede eski komünist rejimin Türk ve Müslümanlara uyguladığı asimilasyon kampanyaları sonucu Türkiye'ye yapılan zorunlu göçü belgeleyen bazı orijinal fotoÄŸraflar ilk kez izlenime sunuldu.
Türk fotoÄŸrafçılar Behiç Günalan ve Süleyman Akman, 1989'a kadar hüküm süren 45 yıllık komünist rejimin zulmünden kaçan, isminden ve dininden vazgeçmeyi reddeden binlerce Bulgaristan vatandaşının, zorunlu göçten dolayı baÅŸta Kapıkule Sınır Kapısı olmak üzere çeÅŸitli yerlerde yaÅŸadığı dramı belgeledi.
Sofya'nın "Garnizon Atış Poligonu" sanat galerisindeki serginin açılışına katılmak üzere 55 yılın ardından Bulgaristan'a gelen, Bulgaristan doÄŸumlu Süleyman Akman, duygularını AA muhabiriyle paylaÅŸtı.
Akman, "İlk vatanım Bulgaristan'a bu geliÅŸimde kendi fotoÄŸraflarımı ilk kez bir sergide görüp büyük sürpriz yaÅŸadım. İnsanlarımızın muazzam acılar yaÅŸadığı 1969 ve 1989'daki zorunlu göçle ilgili çektiÄŸim bu fotoÄŸraflar daha önce hiç gösterilmedi." dedi.
1951'de henüz 6 yaşındayken ailesiyle Türkiye'ye göçe zorlandığını anlatan Akman, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"O acılar hala bende. Göçü ben de yaÅŸadım. Bende derin izler bırakan bir göçtü. Aynı göçü, aynı acıyı ben 6 yaşında yaÅŸamıştım. PeÅŸinden 1969'da da yaÅŸadım. Yetmedi, 1989'da bir kez daha yaÅŸadım. Bu beni çok üzdü ve gün oldu bu fotoÄŸrafları sergilemeyi düÅŸündüm. Türkiye'den önce Bulgaristan'da sergilenme durumu oldu."
Bursa'da 20 Nisan 1985'te göçmenlerin Bulgaristan'daki komünist diktatör Toddor Jivkov rejimine karşı düzenledikleri mitingde çekilen bir fotoÄŸrafın en güçlü mesajı veren sergi fotoÄŸraflarından biri olduÄŸunu dile getiren Akman, "Bu fotoÄŸrafta benim en çok dikkatimi çeken kadınların mücadeleci ruhu oldu. 1968 genci olarak çok miting fotoÄŸrafları çektim ama bu mitingdeki kadar çok kadının katıldığı baÅŸka bir miting görmedim." dedi.
"Mutlu çocukluÄŸum burada kaldı"
Bulgaristan'dan Türkiye'ye sürgün edilen insanlara çok üzüldüÄŸünü belirten Akman, "Ailem Türkiye'ye göç etti. Niye göç ettiklerini bilmiyordum ben. Büyük yaralar açtı bende. ArkadaÅŸlarım geride kaldı. Mutlu çocukluÄŸum burada kaldı. Orada sıfırdan yeni yaÅŸama baÅŸlamak zorunda kaldım. İçime kapanık bir çocuk oldum. Derdimi anlatamaz oldum. Ailemden ayrılınca 20 yaşına kadar sürdü benim bu mutsuzluÄŸum. Biz de bu travmanın bir parçasıyız." diye konuÅŸtu.
Küratör Emi Baruh da serginin "özür" mesajı taşıdığını dile getirerek, "KomÅŸu ve dostlarımız olan Türklerin kovulması üzerine, aradan geçen onca yılın ardından biz Bulgarlar, bu sergiyle onların çocuklarına 'Sizlerden özür dileriz' demek istiyoruz." ifadesini kullandı.
Türk ve Müslümanlar göçe zorlanırken, Bulgar vatandaÅŸlarının baskıcı komünist rejime direnemediÄŸini söyleyen Baruh, ÅŸunları kaydetti:
"(Bulgaristan'da komünist rejimin devrildiÄŸi) 1989 yılı öncesini de yaÅŸamış olan bizler, resmi propagandadan, asimilasyon ve zorunlu göçle ilgili sözde 'soya dönüÅŸ' ve 'büyük seyahat' gibi kavramlar dinlerdik. Gerçekleri yalan sözle deÄŸiÅŸtirme çabaları, büyük bir suçun kökenini önemsizleÅŸtirmek demektir. (1989'da) 360 bin kiÅŸinin göçe zorlanmasını biz tek tek insani dramlara dönüÅŸtürmek zorundayız. Türklerin, bu büyük travmalarını kendi başına sırtlarında taşımalarına izin vermemeliyiz. Bu travmaya ortak olup özür borcumuzu yerine getirmeliyiz."
Asimilasyon kampanyası
Bulgaristan'da eski Sovyetler BirliÄŸi'nin Kızıl Ordusunun kuÅŸatması sayesinde 1944'te darbeyle iktidara gelen komünist rejim, son dönemindeki kaçınılmaz çöküÅŸünü hissedince milliyetçiliÄŸe sarılıp "tek ulus-tek milliyet" oluÅŸturma hayaliyle Türk ve Müslümanların etnik kimlik, din, dil ve kültür özgürlüÄŸünü sınırlandırmaya çalıştı.
Bulgaristan'da 45 yıl iktidarda kalan komünist elit, siyasi muhaliflerine karşı baskının en ağırını Türk ve Müslümanlara yönlendirdi.
Komünist diktatör Todor Jivkov'un 1989'da devrilen rejiminin adını "Soya DoÄŸuÅŸ" verdiÄŸi baskıcı asimilasyon giriÅŸimi kapanmayan bir yara açtı.
1970'li yıllarda baÅŸlayan bu baskının, 1984-1989 döneminde zirveye ulaÅŸarak 700 bin Türk ve Müslüman'ın sınır dışı edilip Türkiye'ye göçe zorlanması Todor Jivkov'un 10 Kasım 1989'da devrilmesine neden oldu.
Asimilasyon kampanyası sırasında binlerce Türk ve Müslüman meydanlarda toplanıp protestolara katılırken, askerlerin ateÅŸ açması sonucu onlarca kiÅŸi hayatını kaybetti.