

BirleÅŸmiÅŸ Milletler'in (BM) 17 Eylül 2012'de "Dünya Ebeveynler Günü" ilan ettiÄŸi 1 Haziran'da, ebeveynliÄŸin önemine iliÅŸkin farklı temalarla çok sayıda ülkede etkinlikler ve kutlamalar gerçekleÅŸtiriliyor.
LGBT propagandası ve dayatmasına karşı halkın bilinçlendirilmesi, gençlerin LGBT'ye yönelik özendirici akımlardan korunması ve ailelerin bu noktada etkinliklerinin artırılması amacıyla da çeÅŸitli kurum ve kuruluÅŸlarca çalışmalar yapılıyor.
Türkiye'de 2 Eylül 2020'de kurulan ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Aile Vakfı, bu kapsamda insan fıtratının, milli, manevi, insani ve ahlaki deÄŸerlerin, tarihi ve kültürel kodların dinamikleriyle oluÅŸan geleneksel aile yapısının korunması amacıyla hareket ediyor.
Vakfın, özellikle LGBT dayatmasına karşı giriÅŸimlerini AA muhabirine aktaran Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Üner Karabıyık, bu oluÅŸumun insanlığın varoluÅŸuna yönelen bir tehdit ve insan bozumu projesi olduÄŸunu söyledi.
Konunun "LGBT propagandası ve dayatması" olarak tanımlanması gerektiÄŸini, bunun da gençleri hedef aldığını belirten Karabıyık, "Biz 2022 yılında Sabahattin Zaim Üniversitesi ile bir saha araÅŸtırması yaptık. LGBT propagandasının temel argümanı olan, 'EÅŸcinsellik doÄŸal bir durumdur ve insan doÄŸasında vardır ifadesine katılıyor musunuz?' diye sorduk. 18-24 yaÅŸ grubundaki gençlerimizin yüzde 46,7'si buna 'Evet' diyor. Bir sonraki yaÅŸ grubunda bu yüzde 25'e düÅŸüyor, diÄŸer bir üst yaÅŸ grubunda yüzde 17'ye düÅŸüyor. Yani bu propaganda gençleri hedef alıyor, onlara nüfuz ediyor ve onların hayatını altüst ediyor." dedi.
Karabıyık, yürüttükleri çalışmalar sonucunda, daha önce "Evet, eÅŸcinsellik doÄŸal bir durumdur ve insan doÄŸasında vardır." kanaatine kapılan ancak sonrasında çeÅŸitli faktörlerle o hayattan vazgeçen insanların, eÅŸcinselliÄŸin doÄŸal bir durum olmadığını, bunun bir hastalık olduÄŸunu ifade ettiklerini anlattı.
"Bu hayasızca akına dur demek zorundayız"
LGBT propagandası ve dayatmasının özellikle Batı ülkelerinde daha ÅŸiddetli hissedildiÄŸini kaydeden Karabıyık, "ABD'de bugün 1997-2004 doÄŸumlu her dört gençten birisi, kendini LGBT olarak ifade ediyor. Bu bizi nereye götürecek? 2040'lı yıllara geldiÄŸimizde nüfusun üçte ikisinin LGBT olduÄŸu bir ABD'den bahsediyor olacağız." dedi.
Karabıyık, bu gidiÅŸatın nüfusun artmayacağını ve yeni nesillerin gelmeyeceÄŸini gözler önüne serdiÄŸini, bunun da toplumsal yapıyı altüst eden sosyolojik bir darbe olduÄŸunu ifade etti.
Küresel vesayetin bu durumu oluÅŸturmak için tam gaz yürüttüÄŸü projelere geçit vermeyeceklerini söyleyen Karabıyık, "Milli Mücadele ruhuyla siyasi görüÅŸ ayrılıklarını, dünya görüÅŸü farklılıklarını bir tarafa koyarak mücadele etmek zorundayız. Çünkü bu dalga geldiÄŸinde hiçbirimizin çocuÄŸunu ayırmayacak. Hangi siyasi görüÅŸten olursanız olun hepimizin çocuklarını önüne katıp savuracak. Dolayısıyla bugün biz bu hayasızca akına dur demek zorundayız." diye konuÅŸtu.
Vakfın yürüttüÄŸü çalışmalar sonucunda LGBT'den dönenlerin olduÄŸunu ifade eden Karabıyık, ÅŸöyle devam etti:
"ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Aile Vakfında bir aile danışmanlık merkezimiz, orada uzman psikologlarımız var. Aynı zamanda bir araÅŸtırma merkezimiz var. Sürekli bu alanda içerik üretiyoruz, akademik çalışmalar yapıyoruz. DoÄŸal olarak bu sıkıntıları yaÅŸayanlar bize ulaşıyorlar. Buradaki süreç onların bize ulaÅŸmasıyla baÅŸlıyor. Bu noktada uzman psikologlarımız dünyada uygulanan, geçerliliÄŸi, akademik temeli olan teknikler de kullanarak bu konuda onlara yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar."
Yardım isteyen LGBT'lilere psikolojik destek
Karabıyık, LGBT'liler için psikolojik destek programları olduÄŸunu, bu programda kendilerine baÅŸvuran kiÅŸilere bilimsel zemin ışığında destek sunduklarını söyledi.
Uygulanan tedavi sonrası bu kiÅŸilerin kendilerini LGBT'li olarak tanımlamadıklarını kaydeden Karabıyık, aksine bu ideolojiyi sorguladıklarını, kendilerine verdiÄŸi zararın farkına vararak yaÅŸadıkları karmaÅŸanın aslında tedavi ile çözüme kavuÅŸabileceÄŸini fark ettiklerini belirtti.
Karabıyık, "Åžu ana kadar sunmuÅŸ olduÄŸumuz bu psikolojik destek kapsamında 25'in üzerinde kendini LGBT bireyi olarak tanımlayan kiÅŸi, biyolojik cinsiyetleri ile barışmış ve yaÅŸamış olduÄŸu cinsel kimlik karmaÅŸasından kurtulmuÅŸlardır." ifadelerini kullandı.
Elon Musk örneÄŸi
Karabıyık, ABD'li iÅŸ insanı Elon Musk'a, çocuÄŸu cinsiyet deÄŸiÅŸtirmek istediÄŸinde psikologların, "İki seçeneÄŸin var, ya çocuÄŸunun cinsiyet deÄŸiÅŸtirmesini kabul edeceksin ya da intihar edecek." dediÄŸini aktardı.
Bu alandan çıkış arayanlara destek olmanın toplumsal bir vazife olduÄŸunu vurgulayan Karabıyık, çalışmalarından rahatsız olanların ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Aile Vakfının görünür olmaması için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
"Artık ekranların emzirdiÄŸi çocuklar var"
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô'da 15 Eylül 2024'te Büyük Aile Platformunca gerçekleÅŸtirilen "Büyük Aile BuluÅŸması"nda birçok ailenin, cinsiyetsizleÅŸtirme ve LGBT dayatmasına karşı tepkilerini dile getirdiklerini hatırlatan Karabıyık, ÅŸunları kaydetti:
"Ailelerin bu konudaki farkındalığını arttırmak zorundayız. Gençlerde bu propagandanın nüfuz ettiÄŸini, saha çalışmalarıyla tespit ediyoruz fakat üst yaÅŸ grupları bu tehlikenin farkında deÄŸil maalesef. Çocuklarının ellerindeki telefonda, tablette oynadığı oyunun içerisinde nasıl bir propagandaya maruz kaldığını maalesef bilmiyorlar. Bunun yanında, çocuklarının beslenme alışkanlıkları neticesinde hormonal seviyesinde ne gibi deÄŸiÅŸiklikler olduÄŸunu bilmiyorlar. Bu konuda biz farkındalık oluÅŸturmak adına bütün Anadolu'da faaliyetler düzenliyoruz. Ailelerin artık evlat nöbetleri tutmaları gereken bir dönemde yaÅŸadığımızı, her yerde anlatmaya çalışıyoruz. Artık maalesef ekranların emzirdiÄŸi çocuklar var ve o çocukların nöbetini tutma mesuliyeti ebeveynlerimizdedir."
Olimpiyatlardaki kadın mağduriyeti
Karabıyık, her vatandaÅŸ gibi LGBT bireylerin de anayasa ve yasalarla eÅŸit hak ve özgürlüklere sahip olduklarını ancak LGBT aktivizminin onları kullanarak, bireysel hak ve özgürlükler adı altında, toplumun yapısını bozacak talepler dayatmaya çalıştıklarını vurguladı.
Bu dayatmalara karşı uyanık olunması gerektiÄŸinin altını çizen Karabıyık, "Paris 2024 Olimpiyatları'nda İtalyan kadın boksörün karşısına Cezayirli biyolojik erkek boksörü çıkarttılar. Neden? LGBT aktivizminin talepleri sebebiyle. Yani siz biyolojik olarak erkek de olsanız, 'Ben kendimi kadın hissediyorum.' dediÄŸinizde, kadınlarla aynı ringe çıkabiliyorsunuz. Bunun neticesi kadına ÅŸiddet ve kadın istismarı. Çünkü o İtalyan kadın boksör, Cezayirli biyolojik erkek boksörden yumruÄŸu yedi, madalyasını kaybetti. BirleÅŸmiÅŸ Milletler bu noktada geçtiÄŸimiz yıl eylül ayında bir rapor açıkladı ve dedi ki '900 kadın sporcunun madalyası bu ÅŸekilde gasp edildi.' Dolayısıyla bu LGBT aktivizmi ile LGBT bireyleri ayırmak zorundayız." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Dayatmalardan etkilenip psikolojik ve biyolojik sıkıntılar yaşayan LGBT bireylerin de yanlarında olunması gerektiğini belirten Karabıyık, şu ifadeleri kullandı:
"LGBT aktivizmi, onları bu topluma olan bütün aidiyetlerinden soyutlayıp, köksüz kimlik inÅŸa edip ülkelerine, ailelerine, içinde yaÅŸadıkları topluma uzaklaÅŸtıracak bir projeyi yürütüyor. Buna biz 'zihin iÅŸgali' diyoruz. Bu iÅŸgale karşı milli mücadele, Kuvayımilliye ruhuyla hangi siyasi görüÅŸten olursak olalım, hep beraber bir araya gelip mücadele etmek zorundayız."