365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Veriler Türkiye ve dünyadaki doÄŸum türleriyle ilgili neler anlatıyor?

Teyit Hattı / 16.04.2025
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

SaÄŸlık Bakanlığı, tıbbi zorunluluk olmadıkça yapılan sezaryenlerin önlenmesi, normal doÄŸumun teÅŸvik edilmesi ve bu yolla anne-bebek saÄŸlığının korunması amacıyla "Normal DoÄŸum Eylem Planı" hazırladı. Bu plan kapsamında, normal doÄŸumun faydalarına yönelik toplumsal farkındalığın yükseltilmesi, doÄŸum hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve saÄŸlık personelinin eÄŸitilmesi amaçlanıyor.


Bilginin DoÄŸrusu Cebinizde:

Yanıltıcı içerikler her yerde! Sosyal medyada önünüze düÅŸen dezenformatif haberlerin doÄŸruları her gün telefonunuza gelsin isterseniz, baÄŸlantıya tıklayın:

NEDEN NORMAL DOÄžUM ?

SaÄŸlık Bakanlığı sezaryenin tıbbi gereklilik durumunda baÅŸvurulan cerrahi bir yöntem olduÄŸunu belirterek, gereksiz sezaryen müdahalelerinin kadınların doÄŸurganlık kapasitesini olumsuz yönde etkileyebildiÄŸini ve sonraki gebeliklerde çeÅŸitli risklerin artmasına neden olabildiÄŸini açıkladı.

Bakanlık, fizyolojik bir süreç olarak deÄŸerlendirdiÄŸi normal doÄŸumun ise anne ve bebeÄŸe faydalarını ÅŸu ÅŸekilde aktardı: 

- SaÄŸlık alanında yapılan bilimsel araÅŸtırmalar, normal doÄŸumun anneler açısından daha hızlı iyileÅŸme süreci, daha düÅŸük enfeksiyon riski ve daha az doÄŸum sonrası komplikasyon ile iliÅŸkili olduÄŸunu ortaya koymaktadır.

- Bebek açısından normal doÄŸum; anneyle erken ve güvenli temas, bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve solunum problemlerinin daha az görülmesi gibi önemli avantajlar saÄŸlar.

- DoÄŸum sürecinde vücut tarafından salgılanan hormonlar sayesinde doÄŸum sonrasında anne sütü hemen gelir ve bebek emzirilebilir.

- Normal doÄŸumdan sonra günlük hayata daha kısa sürede dönülebilir.

- Normal doÄŸum yapan annenin rahminde bir kesi veya hasar oluÅŸmadığı için sonraki doÄŸumlarını da normal yolla yapabilir. İleriki hayatında geçirebileceÄŸi karın ameliyatları için bir risk taşımaz.

- Normal doğum, doğum sayısını sınırlandırmaz.

DSÖ: "Sezaryen oranı %10-15 arasında olmalı"

Dünya SaÄŸlık Örgütü (DSÖ) tıbbi gereklilik olmadan yapılan sezaryenlerin önüne geçilmesini ve anne-bebek saÄŸlığı için genellikle daha az risk taşıdığını belirttiÄŸi normal doÄŸumun öncelikli olarak tercih edilmesini savunuyor.

DSÖ, sezaryen ameliyatlarının yalnızca tıbbi zorunluluk durumlarında uygulanmasını öneriyor. Dünya genelinde gözlenen sezaryen oranlarının kontrolsüz artışına karşı uyarılarda bulunan DSÖ, bir ülkede sezaryen ameliyatıyla doÄŸum oranının, yüzde 10 ile 15 arasında olması gerektiÄŸini vurguluyor. Bu oranın hem anne hem bebek saÄŸlığı açısından daha uygun olduÄŸunu belirtiyor.

Dünya SaÄŸlık Örgütü'nün uzmanlar tarafından hazırlanan ve 11 Ekim 2018'de yayınlanan "Gereksiz Sezaryenleri Azaltmak için Klinik Olmayan Müdahaleler Öneri Kılavuzu"nda, konuya iliÅŸkin detaylı açıklamalara

Dünya genelinde sezaryen oranları artış gösterdi

Dünya SaÄŸlık Örgütü (DSÖ) dünya genelinde sezaryen oranlarının tıbbi olarak gerekli kabul edilemeyecek seviyelerin üzerinde istikrarlı bir ÅŸekilde arttığını bildirdi. 1990 yılında dünya genelinde sezaryen doÄŸum oranı yaklaşık yüzde 7 iken, 2021 itibarıyla bu oran yüzde 21'e

Türkiye'de de sezaryen oranında son yıllarda büyük artış gözlendi. SaÄŸlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, 2000'li yılların başında yüzde 20 civarında olan sezaryen oranları, 2013 itibarıyla yüzde 50'nin üzerine çıktı. SaÄŸlık Bakanlığının en güncel verileri temsil eden "2023 SaÄŸlık İstatistikleri Yıllığı" verilerine göre, günümüzde Türkiye'de her 100 doÄŸumun 61'i sezaryen ile oluyor. Türkiye'de sezaryen ameliyatı oranı, Dünya SaÄŸlık Örgütü'nün (DSÖ) makul kabul ettiÄŸi yüzde 15 sınırının çok üzerinde seyrediyor. SaÄŸlık Bakanlığı, OECD ve Eurostat verilerine göre, Türkiye sezaryen oranı açısından dünyadaki birçok ülkenin önüne geçiyor.

Dünya'da teÅŸvik politikaları

Sezaryen doÄŸum sayısının yükseliÅŸ eÄŸilimi gösterdiÄŸi veya Dünya SaÄŸlık Örgütü'nün hedeflediÄŸi oranın üzerinde olan çok sayıda ülke, normal doÄŸuma teÅŸvik uygulamaları geliÅŸtiriyor. Brezilya bu kapsamda, Ulusal SaÄŸlık Kurumu'nun kontrolünde "Parto Adequado" olarak isimlendirilen bir proje ile özel saÄŸlık sektöründeki gereksiz sezaryen oranlarının güvenli bir ÅŸekilde azaltılmasını amaçlıyor. Projenin temel hedefleri ÅŸunlar:

- Özel hastanelerde artış gösteren ve tıbbi gerekliliÄŸi olmayan sezaryan doÄŸumu azaltmak
- Normal doğumu teşvik etmek ve bilimsel kanıtlara dayalı bakım modellerinin uygulanmasını sağlamak
- Hamile anne adaylarının doÄŸum konusunda gerçekçi verilerle bilgilendirilmesini saÄŸlamak
- Hastanelerde sezeryan doÄŸum oranlarını takip etmek 
- Anne ve bebek saÄŸlığını korumak 

Üç aÅŸamadan oluÅŸan bu projenin ilk aÅŸaması, 2015-2016 yılları arasında 35 hastanenin katılımıyla gerçekleÅŸtirildi. İkinci aÅŸamada kampanyanın etkili olması sonucu katılım gösteren hastanelerin sayısı 108'e ulaÅŸtı. Brezilya Ulusal SaÄŸlık Kurumu, son aÅŸamada ülkedeki tüm doÄŸum hastaneleri ve operatörleri kapsayacak ÅŸekilde bu kampanyanın uygulanmasını planlıyor. 

Normal doÄŸumu teÅŸvik edici uygulamalar İsveç, İran, Japonya ve Mısır gibi çok sayıda ülkede uygulanıyor. Ä°ngiltere müdahalesiz doÄŸumu teÅŸvik etmek için Midwifery-led olarak isimlendirilen ebelerin yönettiÄŸi doÄŸum merkezlerini arttırıyor. Ayrıca Ulusal SaÄŸlık ve Bakım MükemmelliÄŸi Enstitüsü'nün (NICE) sezaryen doÄŸumu tıbbi gerekçelerle sınırlı tutmayı önerdiÄŸi de görülüyor. NICA, normal doÄŸumun güvenli olduÄŸu durumlarda, sezaryenle müdahale oranını   .

DoÄŸurganlık hızı tehlikeli ÅŸekilde düÅŸüyor

Anadolu Ajansı dünya genelinde doÄŸurganlık hızında yaÅŸanan hızlı düÅŸünün nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr Mehmet Aysan ile . Aysan, doÄŸurganlığın önümüzdeki on yıllarda düÅŸmeye devam edeceÄŸini vurgularken Türkiye'nin çok hızlı bir çekilde toplam doÄŸurganlık hızı düÅŸtüÄŸü için çok daha hızlı bir ÅŸekilde yaÅŸlanılacağını ifade etti. 

DoÄŸurganlık hızının düÅŸük olduÄŸu ülkelerde bunun daha da düÅŸmesinin engellenmesi gerektiÄŸini söyleyen Aysan, doÄŸru nüfus politikalarının ve aile merkezli politikaların uygulanmasını gerektiÄŸini belirtti. Aysan, "YaÅŸlanma meselesi tüm dünyanın meselesi. Ve dünya tarihinde ilk defa bildiÄŸimiz kadarıyla tüm dünya birden yaÅŸlanıyor." dedi.