365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Dezenformasyon ve medya ambargosu gölgesinde "Kanlı Kongre Baskını"

'Kanlı Kongre Baskını' sürecinde Batı merkezli ana akım medya ve sosyal aÄŸlar nasıl bir strateji izledi?

KüreselleÅŸmeyle birlikte, sosyal ve siyasal alanda yaÅŸanan dönüÅŸümler zamanla toplumsal hareketleri de deÄŸiÅŸtirdi ve bunların ortaya çıkış nedenlerinde farklılıklar doÄŸmasına yol açtı. Toplumsal hareketlerin nedenleri, amaçları, katılımcıların profili ve örgütlenme biçimleri çeÅŸitlendi. Eski toplumsal hareketlerin dayanak noktası ekonomik sömürü kaynaklı refahın azlığı iken, yeni toplumsal hareketlerin çıkış noktası modern hayatın getirdiÄŸi küresel bileÅŸenlere dayanmaya baÅŸladı.

Yeni toplumsal hareketleri geçmiÅŸtekinden farklı kılan en temel özelliklerden biri kitle iletiÅŸim araçlarının varlığı olmuÅŸtur. Özellikle 1990’lardan itibaren telekomünikasyon alanında yaÅŸanan devrimsel nitelikteki teknolojik geliÅŸmelerin ana akım medyaya yansımasıyla beraber, kitlelerin etkileÅŸim hızlarında büyük artış yaÅŸanmıştır.

Batı merkezli sermayenin kontrolünde olan bu yeni kitle iletiÅŸim araçları, internet ve beraberinde sosyal medya ile birleÅŸince büyük bir güç alanı ortaya çıkmıştır. KüreselleÅŸmeyle beraber, kitle iletiÅŸim araçları sadece bireysel etkileÅŸimi artırmakla kalmamış, aynı zamanda ulusal devletlerin sınırları içerisinde krizleri tetiklemeyi baÅŸarmış ve etkilerini sınırların ötesine yayma gücünü de yakalamıştır.

Özellikle jeopolitik ve stratejik açıdan önemli kabul edilen bazı üçüncü dünya ülkeleri, geçmiÅŸte sömürgesi altında bulundukları yönetimlerin sahibi olduÄŸu medya ÅŸirketleri aracıyla dizayn edilmektedir. Batılı ülkeler, bu üçüncü dünya ülkelerinin başındaki yönetimle ters düÅŸtüklerinde, siyasi rotayı istedikleri yöne çevirmek için bazı toplumsal hareketlerin önünü açmaktadır. Son yıllarda ise bu amacı yerine getirmek için en kullanışlı araç kuÅŸkusuz sosyal medya olmuÅŸtur. Bu alanda yürütülen bir dezenformasyon veya ortaya atılan iddia, ciddi krizlerin baÅŸlamasına yol açacak kapıları aralamıştır. Buna yakın tarihte gösterilebilecek en iyi örneklerden biri Venezuela’da ABD ve Avrupa BirliÄŸi ülkeleriyle ters düÅŸen Maduro yönetiminin karşı karşıya kaldığı siyasi, ekonomik baskılar ve medya ambargosudur.

Ancak sosyal medya ile imtihan olmak zorunda kalan yönetimler sadece bu az geliÅŸmiÅŸ ülkelerle sınırlı kalmamıştır. Fransa, 2018’de Twitter üzerinden organize olup bütün ülkede meydanlara dökülen ve aylarca sokak çatışmalarına sebep olacak Sarı Yelekliler organizasyonu ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Fakat dünyayı en çok ÅŸaÅŸkınlığa uÄŸratan batı merkezli toplumsal olay,

KANLI KONGRE BASKININA GİDEN YOL

ABD’de 30 Kasım 2020’de yapılan BaÅŸkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Donald Trump’a karşı Demokratların adayı Joe Biden yarışmıştır. Biden, dünyanın gündemini meÅŸgul eden seçimleri iki yüz yetmiÅŸ delege ile kazansa da Trump sonuçları kabullenmemiÅŸ ve bu durum Amerikan tarihinin en sarsıcı günlerinden birinin yaÅŸanacağı 'Kanlı Kongre Baskınının' fitilini ateÅŸlemiÅŸtir.

Seçim sonuçlarını kabul etmeyen Donald Trump, ‘yolsuzluk yapıldığını iddia etmiÅŸ’ ve bu iddiası taraftarları tarafından büyük bir öfkeyle karşılanmıştır. Trump’ın yandaÅŸlarını 'Amerika’yı Koru' mitingi için Washington’a çağırması üzerine binlerce Cumhuriyetçi, sosyal medyada örgütlenerek konvoylar halinde Beyaz Saray’a doÄŸru yola çıkmıştır. Ana akım medyanın ve dijital aÄŸların takındığı tutum, iÅŸlerin kontrolden çıkması için gereken ilk fitili ateÅŸlemiÅŸtir.

Trump, Washington’da kendisini desteklemek için gelen binlerce kiÅŸiye yaptığı konuÅŸmasında seçimlerinin galibinin kendisi olduÄŸu iddiasını ısrarla sürdürmüÅŸtür. Biden’ın 80 milyondan fazla oy alabileceÄŸine kimsenin inanmadığını ve bilgisayar ortamında bazı sahtekarlıkların yapıldığını öne sürmüÅŸtür. Bu iddialarını, Twitter üzerinden milyonlarca kiÅŸiyle paylaÅŸmış ve ana akım medya bunları ısrarla gündemde tutmaktan geri durmamıştır. Donald Trump’ın söylemleri sonucu Twitter ve diÄŸer sosyal medya hesaplarında örgütlenen gruplar, Kongre Binası’na doÄŸru yola çıkmış ve olaylar patlak vermiÅŸtir. Polisin müdahalesi sonuçsuz kalınca, Trump destekçileri Kongre Binası’na girmeyi baÅŸarmış ve Senato’yu basmıştır. 

Tansiyonun artmasıyla Washington Belediye BaÅŸkanı Muriel Bowser, yerel saatle 6 Ocak saat 18.00’den ertesi gün sabah 06.00’ya kadar ÅŸehirde sokaÄŸa çıkma yasağı ilan etmiÅŸtir. Trump, göstericileri sokaÄŸa çağırdığı sosyal medya hesaplarından bu kez sakin olmaları yönünde çaÄŸrılarda bulmuÅŸtur.

MEDYA TRUMP'IN ÜZERİNİ ÇİZDİ

5 kiÅŸinin öldüÄŸü baskın öncesi, seçimlerin sonuçlarının açıklanmasının ardından ABD BaÅŸkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da gerçekleÅŸtirdiÄŸi basın toplantısında seçim sonuçlarına itiraz etmiÅŸtir. Oyların çalındığını savunmuÅŸ ve seçimin gerçek kazanının kendisi olduÄŸunu öne sürmüÅŸtür. Ancak baÅŸkanlık süresi boyunca ambargoya maruz kalan Batı medyası net ÅŸekilde taraf alarak Trump’ın ifadelerinin halka ulaÅŸmasının önünü kesmek konusunda kararlı davranmıştır.

MSNCB, ABC, CBS, NBC ve CNBS Trump’ın yaptığı konuÅŸmayı yarıda kesmiÅŸtir. CNBC sunucusu Shepard Smith, “Yayını yarıda kesiyoruz, çünkü ABD BaÅŸkanı’nın söylediÄŸi ÅŸey büyük çoÄŸunlukla yanlış” diyerek yayını bitirmiÅŸtir. "Otuz yıllık kariyerimde hiçbir zaman bir Amerika BirleÅŸik Devletleri baÅŸkanının sözünü kesmedim. BaÅŸkaları bunu yaparken biz tekrar tekrar yapmaktan geri durduk. Ama eÄŸer baÅŸka herhangi bir insan bizim etki platformumuzu yalan söylemek için kullanıyorsa izleyicilerimize, onları durduracaktık ve açıkçası bu kadar yeter." demiÅŸtir.

Washington’da ÅŸiddet olayları adım adım gelirken, Trump’ın sosyal medya üzerinden taraftarlarını sokaklara dökmesine engel olmak için herhangi bir adım atmayan sosyal medya ÅŸirketleri, kaosun patlak vermesinin ardından Trump’ın Twitter hesabını “halkı galeyana getirdiÄŸi” gerekçe gösterilerek askıya aldı. BaÅŸta Twitter, Facebook ve Instagram hesapları dondurulan Trump’ın kitlelere dijital aÄŸlar üzerinden hitap etme ÅŸansı tamamen elinden alınmıştır.

CNBC, 6 Ocak’ta yaÅŸanan ÅŸiddet olaylarının ardından tansiyonun düÅŸmesini “Trump Yanlısı Ä°syancıların Kongre’yi İşgal Etmesinden Saatler Sonra Güvenlik SaÄŸlandı” baÅŸlığıyla vermiÅŸtir. Haber metnininde Trump destekçileri ‘isyancı’ olarak nitelendirilmiÅŸtir. İsyancıların Biden’ın baÅŸkanlık koltuÄŸuna oturmasını engellemek için bir darbe giriÅŸimine soyunduÄŸu ima edilmiÅŸtir. Trump yanlısı isyancılar” ifadesi neredeyse bütün Amerikan ve Batı medyası tarafından kullanılmıştır. ABD’nin ve dünyanın en büyük medya devlerinden biri olan CBS’de haber metinlerinde sık sık aynı ifadeyi vurgulamıştır. Trump’ın destekçilerini Kongre binasına yürümeye ikna ettiÄŸi ve Biden’ın seçimi kazanamadığı yönündeki asılsız iddiaların arkasına sığındığını yazmıştır.

Trump destekçilerinin Kongre’yi bastıktan sonra ortaya çıkan bilançonun Washington’un prestiji açısından oldukça kötü bir durum olduÄŸu ve üçüncü dünya ülkelerinde bile bu durumun derin bir ÅŸaÅŸkınlık yarattığı gerçek olsa da, medya güvenlik zafiyetine çok üstün körü ÅŸekilde deÄŸinmeyi tercih etmiÅŸtir. Kongre’de görev yapan polislerin sivillere zarar vermek istemediÄŸi için kademeli ÅŸekilde geri çekildiÄŸi, Trump destekçilerinin dur durak bilmeden binanın içine doÄŸru ilerlediÄŸi ve olayların tamamen kontrolden çıktığı savunulmuÅŸtur.

DÜNYA BASKINI NASIL DEÄžERLENDİRDİ?

Kanlı Kongre Baskını, sadece Amerikan toplumunu sarsmakla kalmamıştır. Dünyanın demokrasi muhafızı gibi davranan Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin en önemli sembollerinden biri olan Kongre Binası'na yönelik bu kadar ÅŸiddetli bir saldırının gerçekleÅŸmesi genel bir ÅŸaÅŸkınlığa sebep olmuÅŸtur. Ancak konuyu sosyolojik olarak deÄŸerlendiren bilim insanları, gazeteciler, akademisyenler veya uzmanlar bu olayda ana akım medya ve dijital platformların ne kadar kritik bir rol oynadığına dikkat çekmektedir. Her ÅŸeyden önce Kongre baskınına giden süreçte, Amerikan medyası yaÅŸanabilecek risklerin farkında olmalarına raÄŸmen Trump'ın çaÄŸrı ve ifadelerini haberleÅŸtirmekten geri durmamış, gerilimi tırmandırmıştır.

Kongre basıldıktan sonra medya tarafından bütün fatura eski ABD BaÅŸkanı Trump'a kesilmiÅŸ ve açık ÅŸekilde Demokratlardan yana tavır alınmıştır. İlerleyen tarihlerde Twitter belgelerinin ortaya çıkmasıyla beraber, Trump'ı zaten bir sosyal medya ambargosunun beklediÄŸi gözler önüne serilmiÅŸtir. Özet olarak, Amerikan medyası Kongre baskını sürecinde, geçmiÅŸte kendilerine sürekli ambargo uygulayan ve hedef gösteren Donald Trump'tan intikam almak için ellerine geçen fırsatı sonuna kadar kullanmıştır.

Anadolu Ajansı Teyit Hattı, bu çerçevede yaÅŸananları emekli diplomat Uluç Özülker ve Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İliÅŸkiler Bölümü öÄŸretim üyesi Doç. Dr. Helin Sarı Ertem ile deÄŸerlendirdi. Kongre baskınına giden süreç içerisinde ana akım medya ve sosyal aÄŸların pozisyonu masaya yatırıldı.