İli uzmanlar, Tel Aviv yönetiminin İ rejimini devirme amacına ulaşamayacağını düşünüyor
İli uzmanlar, dışarıdan gelen baskı ve saldırılarla rejimleri değiştirmenin zorluğuna işaret ederek Tel Aviv yönetiminin saldırılarıyla İ rejimini devirme amacına ulaşamayacağını düşünüyor.

Tel Aviv
İ, 13 Haziran'da "nükleer silah üretimini önlemek ve füze kapasitesini ortadan kaldırmak" iddiasıyla İ'a yönelik saldırılara başladığını duyurdu. İ'dan da bu saldırılara karşı balistik füze ve insansız hava aracıyla karşı saldırılar sürüyor.
İ'a yönelik saldırıların başlamasıyla İ toplumunda aykırı sesler kısılmaya başlarken Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetinin muhaliflerinden de İ'a saldırılarla "tehdidin önlenmesi" söylemine destek geldi.
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun daha önce çok kez dile getirdiği İ rejimini devirme hedefine İ Savunma Bakanı Yisrael Katz, "İ'ın dini lideri Ali Hamaney'in artık bir geleceğinin kalmadığı" ifadesiyle işaret etti.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için
🔹 Anlık gelişmeler için
İ saldırılarının açıktan "nükleer programı sonlandırmak ve füze tehdidini bertaraf etmek" amacında başarılı olup olmayacağı, İ rejiminin devrilip devrilmeyeceği ve bu çatışma sonrasında bölgede ne gibi şartların oluşacağıysa belirsizliğini koruyor.
İ'in eski Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı ve Dışişleri Bakanlığı Sekreteri Alon Liel ve Haaretz gazetesi yazarı Gideon Levy, İ'a yönelik saldırıların İ'in "asıl meselesi" Filistin meselesinin gündemden düşmesine neden olduğu, İ'a yönelik saldırıların Netanyahu hükümetine desteği artırdığı ve Tel Aviv yönetiminin asıl amacının İ'da rejim değişikliği olsa da bunda başarılı olma ihtimalinin düşük olduğu görüşlerini AA muhabiriyle paylaştı.
"Rejimin devrilmesi, İ toplumunda oluşacak muhalefete bağlı"
Emekli Büyükelçi Liel, İ'in İ'a saldırıları başlayana kadar Gazze'deki insanlık felaketi nedeniyle "uluslararası eleştiri tsunamisi" ile karşı karşıya olduklarını, fakat İ'a saldırıların bu ivmeyi değiştirdiğini, Avrupa'nın saldırıları desteklediğini ve dikkatlerin tamamen bu yöne kaydığını söyledi.
İ halkının Gazze'den saldırıların geldiği 7 Ekim 2023'ün ardından "intikam dolu olduğuna ve gündeminde barışın bulunmadığına" işaret eden Liel, "sonsuza kadar savaş" vizyonunun İ'e ve dünyadaki Yahudilere zarar vereceğini belirtti.
Liel, buna karşın "halkın çoğunluğunun İ'a yönelik saldırıları desteklediğinin" altını çizdi.
İ'in saldırılarla İ'ın nükleer programını geciktirdiğine ve füze kabiliyetine büyük bir darbe indirdiğine işaret eden Liel, buna karşın Tahran'ın nükleer emellerin tamamen ortadan kaldırılabileceğine inanmadığını belirtti.
Emekli Büyükelçi Liel, "saldırıların artık durması gerektiğini ve ABD'nin müzakere masasına daha güçlü bir şekilde oturma imkanının oluştuğunu" dile getirdi.
Doğrudan ilan etmese de İ'in temel hedefinin İ rejimini devirmek olduğuna dikkati çeken Liel, şunları söyledi:
"İ'in, ilan etmese de, İ'daki rejimi devirmek gibi başka bir hedefi daha var. Nükleer emelleri tamamen ortadan kaldırabileceğimizi sanmıyorum, ama geciktirebiliriz. Rejimle ilgili olarak ise, tabandan ve halkın desteğiyle bir muhalefet oluşup oluşmayacağı İ halkına bağlı."
Liel, "İ'ın İ'e yönelik tehdidini derinden hissettiklerini ve İ'ın vekil güçlerinin yaklaşık 2 senedir İ'e saldırdığını" ileri sürerek İ halkının bakışına ilişkin şunları söyledi:
"Yaşadığım şehirdeki sığınaklarda 60 ila 70 kez bulundum. Kuzey ve güneydeki İliler için bu daha fazlaydı. Yani İ tehdidi çok somuttu, çok korkutucuydu. Bence İ'de İ'a yönelik saldırıya halkın desteği çok yüksek."
Büyükelçi, İ'in bölgedeki saldırılarının temelinde Filistin meselesi olduğuna, Filistinlilerin hakları verilmeden ve iki devletli çözüme ulaşılmadan gerilimlerin sona ermeyeceği değerlendirmesinde bulundu.
"Henüz ortadayız, bu (İ'a saldırılar) bir felaketle de sonuçlanabilir"
İ'in Filistinlilere karşı şiddeti ve ayrımcı işgal politikalarını eleştirileriyle tanınan Haaretz yazarı Levy de "İ'ın nükleer silaha ne kadar yakın olduğunu bilmiyoruz. İ çok yakın olduğunu iddia ediyor. O zaman bu operasyonu meşru olarak görebilirim." ifadelerini kullandı.
Levy buna karşın ABD'nin İ'ın hala nükleer silah üretmeye çok uzak olduğunu düşündüğüne dikkati çekti.
İ Başbakanı Netanyahu'nun hayatını "İ'ın nükleer silah sahibi olmamasına adadığını" söyleyen Levy, Hizbullah'ın yenilmesi ve ABD'nin yeşil ışık yakmasını Netanyahu'nun bir fırsat olarak gördüğünü belirterek "Bunun tehlikeli bir macera olduğunu düşündüm. Henüz nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz, olayın ortasındayız." dedi.
Haaretz yazarı Levy, "İ toplumunda İ'a saldırılara desteğin yüzde 90'ın üzerinde" olduğunu, çünkü "İ'i yok etmekle tehdit eden İ'ın nükleer silaha sahip olmasının varlık-yokluk meselesi olarak görüldüğünü" ve dolayısıyla Netanyahu'ya desteğin arttığını aktardı.
Levy, "Henüz ortadayız, bu bir felaketle de sonuçlanabilir. Nasıl biteceğini henüz bilmiyoruz." dedi.
Netanyahu'nun İ'ın nükleer silah üretmesini engellemenin tek yolunun rejim değişikliğinden geçtiğini değerlendirdiğini aktaran Levy, bugün saldırılarla her şey yok edilse de Netanyahu'nun rejim devam ettiği sürece yeni kapasitenin ortaya çıkacağını düşündüğünü söyledi.
Levy, Netanyahu doğrudan rejim değişikliğini hedeflediklerini saldırılara başladıktan doğrudan söylemekten kaçınıp ima etse de, Savunma Bakanı Katz'ın bunu açıkça dile getirdiğini belirtti.
ABD'nin çeşitli ülkelerde rejim değişikliği yapmaya çalışsa da dışarıdan bir güç olarak bunda başarılı olamadığına işaret eden İli yazar, "Bir ülkenin başka bir ülkenin rejimini değiştirebileceğine inanmıyorum. Planın bu olup olmadığını bilmiyorum ama İ'da rejim değişikliği görmek istedikleri kesin." değerlendirmesinde bulundu.
Levy, İ istihbarat servisi Mossad'ın İ'ın derinliklerine sızdığını belirterek Tel Aviv yönetiminin rejim değişikliğini amaçlamasına örnek olarak şunu gösterdi:
"İ İ'ın televizyon kanalını bombaladı. Bu rejimi değiştirmekle ilgili, çünkü televizyon kanalının İ'ın nükleer kapasitesiyle hiçbir ilgisi yok. Televizyon kanalında uranyum üretilmez, uranyum zenginleştirilmez. Bunu yaptılar çünkü bu rejimin bir sembolüydü."
İ'in saldırılarının doğrudan rejim değişikliğine neden olma ihtimalini düşük gören Levy, ancak bu saldırıların İ rejiminin devrilmesine zemin hazırlayabileceğini ve ülkede sonrasında olacak gelişmeleri ise İ'in kontrol edemeyeceğini belirterek "Bundan sonra ne olacağı tamamen İ halkına bağlıdır." dedi.
Levy de tıpkı emekli büyükelçi Liel gibi tüm sorunların kaynağının İ'in Filistin'i ve Filistinlileri işgali sorunu olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sona erdirdi:
"Ne yaparlarsa yapsınlar, bu sorunun özü budur. İşgal ve apartheid devam ettiği sürece direniş de devam edecek ve direniş devam ettiği sürece İ güvende olmayacaktır."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.