365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Bakteri yiyen virüsler müsilaj içindeki zararlı mikroorganizmaları azaltabilir

27.01.2025
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Temel Eczacılık Bilimleri Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Banu KaÅŸkatepe, müsilaj yapı içerisinde hastalık yapan mikroorganizmaların miktarını bakteri yiyen virüsleri kullanarak azaltmayı baÅŸardıklarını bildirdi.

Marmara Denizi'nde 2021'de görülen müsilaj oluÅŸumu, deniz ekosistemini tehdit edecek boyutlara ulaÅŸmış, TÜBİTAK, müsilajın olumsuz etkilerini önlemeye yönelik projelere destek açıklayan bir çaÄŸrıda bulunmuÅŸtu. Ankara Üniversitesi ve ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Üniversitesi-CerrahpaÅŸa iÅŸbirliÄŸinde yürütülen "Marmara Denizi Enterik Patojenlerine Özgü Litik Bakteriofajlar İle Etkin Biyosürfaktan Ramnolipidin Birlikte Kullanımının Müsilaj Üzerine Olası EtkinliÄŸinin Belirlenmesi" baÅŸlıklı çalışma da bu çaÄŸrıya yanıt veren projelerden biri oldu.

AraÅŸtırmanın yürütücüsü KaÅŸkatepe, AA muhabirine, halk dilinde deniz salyası olarak bilinen müsilajı, biyolojik ve kimyasal birçok etmenin bir araya gelerek oluÅŸturduÄŸu, bitkisel deniz canlılarının sayısının, deniz suyu sıcaklığının ve bakteriyel birtakım aktivitelerin artmasına baÄŸlı olarak meydana gelen sümüksü bir yapı olarak tanımladı.

Müsilajın denizel ortamdaki biyoçeÅŸitliliÄŸi tamamen deÄŸiÅŸtirdiÄŸini belirten KaÅŸkatepe, "Müsilaj tamamen yüzeyi kaplıyor ve güneÅŸ ışınlarının girmesini engelliyor. Bir taraftan yoÄŸun bir yapı olduÄŸu için balıkların solungaçlarını tıkayabiliyor. Balıkların oksijensiz kalmasına ve ölmesine neden oluyor. Oradaki çeÅŸitliliÄŸi deÄŸiÅŸtiriyor ama bir yandan da bunun turizme, denizciliÄŸe etkisi var. Müsilaj yapı içerisinde aslında özellikle zararlı, bize hastalık oluÅŸturacak bakterilerin yoÄŸun olarak arttığını da biliyoruz. Bu bakteriler, müsilaj yapı içerisinde binlerce kat daha fazla artıyorlar, dolayısıyla bu anlamda da bir halk saÄŸlığı sorunu haline geliyorlar." dedi.

Marmara Denizi'nde artan bu tür enterik patojen bakteri sayısını yine doÄŸal çözümlerle azaltmaya çalıştıklarını söyleyen KaÅŸkatepe, denizin kendi yapısında var olan bakteriyofajları (bakteri yiyen virüsleri) izole ederek çoÄŸalttıklarını ve yüzey aktif bir madde olan biyosürfaktanla birlikte bakterileri bertaraf etmek için etkinliklerini deÄŸerlendirdiklerini kaydetti.

"Çok yüksek etkinlik elde ettik"

Proje kapsamında Marmara Denizi'ndeki 9 farklı istasyondan su örneÄŸi aldıklarını ve 5 ay boyunca bu su örneklerinin müsilaj öncesi ve sonrası parametrelerini karşılaÅŸtırdıklarını aktaran KaÅŸkatepe, ÅŸöyle devam etti:

"Önce bu su örneklerinden etken olan, hastalık yapıcı bakterileri elde ettik. Sonra aynı örneklerden bakteri yiyen virüsleri elde ettik. Bu virüslerin bu bakteriler üzerine etkinliÄŸini deÄŸerlendirdik ki en etkin olan bakteri yiyen virüsü kullanabilelim ve bunlardan bir karışım oluÅŸturabilelim diye. Deniz suyunu kontamine ederek uyguladığımız ve faj kokteyli adını verdiÄŸimiz bu karışımla, sayının ne kadar azaldığını inceledik ve çok yüksek etkinlik elde ettik. Laboratuvar koÅŸullarında, deniz suyunda uyguladığımız prosesle, bakterilerin yüzde 99,99 oranında azalabildiÄŸini gözlemledik."

KaÅŸkatepe, araÅŸtırma sonucunda elde ettikleri bilgiler doÄŸrultusunda mikroorganizmaların miktarını azaltmaya yönelik neler yapabileceklerini bildiklerini ve yeni bir müsilaj oluÅŸumunda biyolojik mücadele gerçekleÅŸtirebileceklerini dile getirdi.

Biyolojik yöntemlerle geliÅŸtirilen bu bakterilerin denize verilmesi durumunda ekosisteme bir zararının olmayacağını ifade eden KaÅŸkatepe, "Biz zaten Marmara Denizi'nin kendi doÄŸasında var olanı kendi yararına kullanıyoruz. Bu fajları da yine Marmara Denizi'nin kendisinden izole ediyoruz. Sadece daha etkinlik düzeyi yüksek olacak derecede uyguluyoruz ve bunlar etken spesifik oldukları için aslında sadece kendilerine özgü bakterileri bertaraf edecekler. Dolayısıyla o ekosistemdeki diÄŸer bakterilerin üzerinde etkili olmaları beklenmediÄŸi için bu anlamda da bir zararının olmayacağı düÅŸünülüyor." diye konuÅŸtu.

Türkiye'de bir ilk

Özellikle denizdeki atıkların müsilaj yayılımını hızlandırdığına dikkati çeken KaÅŸkatepe, müsilajla kimyasal yollarla mücadele edilmesinin durumu daha da kötüleÅŸtirebileceÄŸini, bu nedenle doÄŸal çözüm önerilerinin önemli olduÄŸunu iÅŸaret etti.

AraÅŸtırmanın Türkiye'de deniz ortamında bakteri yiyen virüsler konusunda bir ilk olduÄŸunu vurgulayan KaÅŸkatepe, literatürde müsilajda biyosürfaktan madde ve bakteriyofajın birlikte etkinliÄŸini araÅŸtıran baÅŸka bir çalışma olmadığına ve araÅŸtırma sonuçlarının, etkinliÄŸi yüksek bir dergide yayımlandığına deÄŸindi.

KaÅŸkatepe, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine baÄŸlı artan deniz suyu sıcaklıkları nedeniyle müsilajla ilgili yapılan araÅŸtırma ve çalışmaların öneminin gün geçtikçe daha iyi anlaşılacağı deÄŸerlendirmesinde bulundu.

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR