

AA'nın iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin kahve üretimine etkisi ve kahve atıklarının neden olduÄŸu kirliliÄŸe yönelik çözümlere iliÅŸkin hazırladığı haber dosyasının ikinci bölümünde, iÅŸletmelerden çıkan ve çevre kirliliÄŸine neden olan telve ve posaların katma deÄŸerli bir ürüne dönüÅŸme süreci ele alındı.
Kahve uzmanı Sam Çeviköz, 48 yıl Avustralya'da yaÅŸadıktan sonra kahve sektöründeki tecrübesini Türkiye'ye taşımak için 11 yıl önce ani bir kararla ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô'a taşındı.
AA muhabirine konuÅŸan Çeviköz, dünyada 4 çeÅŸit kahve çekirdeÄŸi bulunduÄŸunu ve en çok kullanılan iki türden Robusta'nın, Arabica'ya göre 2 kat daha fazla kafein içerdiÄŸini söyledi.
Üçüncü nesil kahvecilikte kahvenin yetiÅŸtiÄŸi bölge, hasat dönemi, çekirdeÄŸinin türü, içerdiÄŸi kafein miktarı, sertliÄŸi, kavrulma ve dinlendirilme süresi ile ekipman gibi unsurların hem tüketiciler hem de üreticiler için önem kazandığını belirten Çeviköz, bu akımla birlikte kalite ve lezzetin yanı sıra sürdürülebilirlik konusunun da ön plana çıktığını aktardı.
5 Aralık Dünya Türk Kahvesi dolayısıyla Türk kahvesinin kahve kültüründeki önemine de deÄŸinen Çeviköz, ÅŸu sözleri sarf etti:
"Dünyadaki ilk kahvelerden biri Türk kahvesidir. Bu kahve, dünyaya Türkiye'den yayılmıştır. 1950'ye kadar Türkiye kahve memleketiydi, çay çok nadirdi. 1950'den sonra kahvenin Türkiye'ye gelmesiyle ilgili sıkıntı olduÄŸu için çay baÅŸladı. Kahveyi burada yetiÅŸtiremiyorsun ama çay Rize'de, Karadeniz tarafında çok güzel büyüyen bir bitki. Kahve olmadığı için 1950'den sonra çaya döndü memleket.
Dünyada piÅŸirilen tek kahve, Türk kahvesi. Kaynadığı için aşırı bir sıcaklığı geçer. O sıcaklığın düÅŸmesi lazım. 100 derecede bir ÅŸey içtiÄŸiniz zaman damağınız, onun tadını almayacak. 3 dakika beklerseniz tam içme kıvamına geliyor. Bir de soÄŸuk su deÄŸil, sıcak su deÄŸil, oda sıcaklığındaki suyla yapılması lazım."
SürdürülebilirliÄŸe katkı sunan uygulamalar
Yaklaşık 20 yıl öncesine kıyasla hem kahve yapma ÅŸekillerinin hem de kullanılan kahve miktarının deÄŸiÅŸtiÄŸine dikkati çeken Çeviköz, "Eskiden bir espresso shot 7 gramdan çıkıyordu. Åžu anda iyi kahveciler ve üçüncü nesil nitelikli kahveciler 17-21 gram arasında kahveden bir shot çekiyor. Çok büyük bir fark var aralarında ve tadı çok deÄŸiÅŸtirdi. Aynı zamanda aldığımız çekirdeklerde iklim yüzünden deÄŸiÅŸiklikler var." dedi.
Aynı zamanda bir kafe iÅŸletmecisi olan Çeviköz, müÅŸterilerine kahveyi cam bardak veya porselen fincanda servis ettiklerini ve plastik kullanımını minimumda tutmak için çeÅŸitli uygulamalar hayata geçirdiklerinden bahsetti.
Çeviköz, "MüÅŸterilerime daha çok termos kullanmalarını tavsiye ediyorum. Tek bardaklık veya 1 litrelik termoslar var. Termosla gelenlere uygun fiyata vermek istiyorum hatta ilk kahveleri de benden. Geri dönüÅŸümle ilgili herkes elini taşın altına koyarsa o zaman fark yaratabiliriz." diye konuÅŸtu.
İşletmesinden çıkan telve ve posaların çöpe gitmediÄŸini bildiren Çeviköz, deÄŸerlendirilmesi için bu atıkları Jelpresso adlı giriÅŸimle paylaÅŸtıkları bilgisini verdi.
"Kahve atıklarının dünyada yalnızca yüzde 1,2’si geri dönüÅŸtürülebiliyor"
İstinye Üniversitesi Mühendislik ve DoÄŸa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü son sınıf öÄŸrencisi ve Jelpresso kurucu ortağı Merve Bilgili, dünyada her yıl 15 milyon tona yakın kahve atığı oluÅŸtuÄŸunu ve bu atıkların büyük bir çoÄŸunluÄŸunun geri dönüÅŸtürülemeyip çöp konteynerlerine gönderildiÄŸini kaydetti.
Kahvenin doÄŸada kısmi olarak çözünebildiÄŸini, bu nedenle kahve atıklarının doÄŸaya bırakıldığında toprağın iyon dengesini bozarak verimsizleÅŸmesine neden olduÄŸunu anlatan Bilgili, ÅŸunları söyledi:
"Kahve atıklarının dünyada yalnızca yüzde 1,2’si geri dönüÅŸtürülebilirken geri kalanlar direkt olarak çöplüklere gönderiliyor ve burada çürümeye bırakılıyor. Bu çürüme esnasında kahve karbondioksit ve metan emisyonu salgılayarak aslında hem ekosisteme hem de insan saÄŸlığına büyük bir tehdit oluÅŸturuyor. Biz kahve atığını iÅŸledikten sonra içeriÄŸindeki faydalı bileÅŸenleri ortaya çıkarıyor ve bunları kozmetik sektöründe çeÅŸitli ürünlerde kullanabiliyoruz. ÖrneÄŸin kahve atıklarının güneÅŸe karşı koruyucu bir etkisi var ve piyasada bunu artık güneÅŸ kremlerinde ve çeÅŸitli cilt bakım ürünlerinde artık görebiliyoruz. Biz de aslında kahvenin bu özelliÄŸinden faydalanıp bu ÅŸekilde ürünler piyasaya sunmayı umuyoruz."
1 yılda 3 ton karbon ve metan önleme hedefi
Bilgili ile aynı sınıfta öÄŸrenim gören, Jelpresso'nun diÄŸer kurucu ortağı Naziye Nur Alkan, kahve atıklarını geri dönüÅŸtürerek yenilikçi ve doÄŸa dostu bir biyomalzeme geliÅŸtirdiklerini, bu süreçte kahve telve ve posalarını iÅŸletmelerden temin ettiklerini belirtti.
Alkan, "Sam Bey'den 2 günde 10 kilogram kahve atığı temin ediyoruz. Bunları laboratuvarlarımızda iÅŸliyor, biyomalzemeye uyumlu hale getiriyor ve kozmetik sektörü için yüksek kaliteli ürünler üretiyoruz." ifadelerini kullandı.
Kahve atıklarını geri dönüÅŸtürerek ilk etapta 1 yılda 3 ton karbondioksit ve metan emisyonunun önüne geçmeyi hedeflediklerini iÅŸaret eden Alkan, kahvenin çok fazla antioksidan ve antimikrobiyal doÄŸal bileÅŸen içerdiÄŸini ve ilerleyen süreçte kozmetik dışında farklı sektörlere de girmeyi düÅŸündüklerini dile getirdi.