

DoÄŸaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Öztürk, Marmara Denizi'nde yıllardır etkisini sürdüren ve çevresel boyutunun yanı sıra sosyoekonomik sonuçlarıyla da gündemde kalan müsilaj sorununa iliÅŸkin bu yıl ki gözlemlerini ve alınması gereken önlemleri AA muhabirine anlattı.
Türkiye sularında müsilajın 2000'li yılların başından bu yana var olduÄŸunu aktaran Öztürk, ancak bunun arıtma sistemlerinin eksikliÄŸinden dolayı gitgide arttığını, Marmara ve Karadeniz'de müsilajın görülmeye devam ettiÄŸini kaydetti.
Müsilajın birdenbire ortadan kalkmayacağını belirten Öztürk, ÅŸöyle devam etti:
"Fakat müsilaj geçen seneye göre aynı hızla devam etmiyor, azalma var. Ama bu müsilajın bittiÄŸi, Müsilaj Eylem Planı yapılmasın, ilgili araÅŸtırmalar yapılmasın anlamına gelmiyor. Bu müsilajın mucize bir çözümü de yok, onu bilelim. Müsilaj sadece yüzeyde deÄŸil derinlikte de etkili. 70 metreye kadar müsilaj olduÄŸunu kaydettik. Yani sadece ilk 10 metre, 20 metre, 30 metre deÄŸil, 70, 80 metreye kadar müsilaj kaydettik. Bu yıl su altı dronlarıyla Marmara ve Karadeniz'de çekimler yaptık. Karadeniz'de müsilaj çok daha az görülüyor. Marmara'da devam ediyor ama orada da etkisini kaybediyor. Ancak temmuz, aÄŸustos, eylül ayında müsilaj olmayacak diyemem."
Müsilajın Ege Denizi'ne doÄŸru da yayıldığını aktaran Öztürk, Gökçeada, Bozcaada ve Behramkale bölgesine kadar gelen müsilajın, Karadeniz'de de Åžile'den Kıyıköy'e kadar olan alanda görüldüÄŸünü aktardı.
Öztürk, müsilajın sadece Türkiye denizlerinde deÄŸil, Adriyatik ve Kuzey Denizi'nde de olduÄŸuna iÅŸaret etti.
"Müsilaj kitlesel olarak balık ölümlerine neden olmuyor"
Prof. Dr. Bayram Öztürk, müsilajla mücadelede yerel yönetimlere ve merkezi hükümete görev düÅŸtüÄŸünü vurgulayarak, bir litre suyun bile arıtılmadan denize verilmemesi gerektiÄŸini söyledi.
Öztürk, Marmara Denizi'ndeki balık türü ve çeÅŸitliliÄŸinde yaÅŸanan deÄŸiÅŸime iliÅŸkin de ÅŸu deÄŸerlendirmede bulundu:
"Marmara Denizi'nde uzun yıllardan beri yapılan balıkçılık çalışmaları var. Burada söylenen ÅŸey ÅŸu; 40 bin ton maksimum avlanabilir miktar. Bugün bu 40 bin tonun altındayız. Bunun iki sebebi var. Bir, balıkçılar denize çıkamıyorlar. Çünkü aÄŸlarını attıkları zaman aÄŸ göz açıklıkları müsilajla kaplanıyor. Balık tutamadıkları için denize çıkmıyorlar. İkincisi de belli balık türlerinde azalmalar görülüyor. Marmara Denizi'nde 39 tür koruma altında. Demek ki Marmara Denizi'nde 39 tür tehdit altında. Müsilaj nedeniyle balıkçılıktaki azalma, avcılığın yapılmaması nedeniyledir. Yoksa müsilaj kitlesel olarak balık ölümlerine neden olmuyor. Åžimdiye kadar da olmadı."
Öztürk, balık ölümlerinin, deniz suyundaki oksijen seviyesinin 5 miligram/litrenin altına düÅŸmesi durumunda meydana gelebileceÄŸini kaydetti.
"Müsilaj ortadan kalktığı zaman bu türlerin tekrar eski haline gelmeleri zaman alacak"
Geçen yıllarda midye, istiridye, pina türlerinde ölümler yaÅŸandığını, mercan türlerinde ise kısmi ölümler olduÄŸunu hatırlatan Öztürk, buna raÄŸmen deniz hıyarlarında ise artış gözlendiÄŸini aktardı. Öztürk, "Bunun müsilajla ilgisi var tabii ki. Fakat müsilaj ortadan kalktığı zaman bu türlerin tekrar eski haline gelmeleri zaman alacak." diye konuÅŸtu.
TÜDAV'ın bu yıl da Marmara, Karadeniz ve Ege Denizlerinde izleme çalışmalarına devam edeceÄŸini bildiren Öztürk, Marmara'nın korunmasının tüm denizler için önemine dikkati çekti.
Öztürk, "Marmara Denizi ülkemizin yegane iç denizidir, yatak odasıdır ve BoÄŸazlarda biyolojik bir koridordur. Onun için balık göçlerinin devam etmesi gerekiyor. Marmara'nın korunması aynı zamanda hem Karadeniz'in hem Ege Denizi'nin korunması anlamına gelir." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
"VatandaÅŸlar kaçak arıtmaları bildirsin"
Prof. Dr. Bayram Öztürk, vatandaÅŸların da sürece katkı saÄŸlayabileceÄŸini, denize yapılan kaçak deÅŸarjların bildirilebileceÄŸini belirterek, ÅŸu uyarılarda bulundu:
"Marmara Denizi ile ilgili vatandaÅŸların yapması gereken ÅŸeyler var. Kaçak arıtmaları bildirsinler. Gece yapılan kaçak arıtmalar var. Kaçak olarak gemilerden atılan, dökülen, basılan kirletici malzeme var. Bunları bildirsinler. Üçüncüsü yasa dışı balık avcılığı yapılıyor. Bunu bildirsinler. Dördüncüsü karaya vuran hayvanları, yunusları, kuÅŸları, balıkları da TÜDAV'a bildirsinler. Dolayısıyla bilgi toplamamız ve gelecek için bu bilgileri kullanmamız iyi olur."
Öte yandan, TÜDAV tarafından Karadeniz ve Marmara'da gerçekleÅŸtirilen dip çekimlerinde, deniz çayırlarının müsilaj tabakasıyla kaplandığı görülürken, kıyı bölgelerinde su yüzeyinde müsilaj birikintilerine rastlandı.