

AA'nın küresel ısınmanın etkisiyle Arktik'te eriyen buzulların bölgeyi küresel deniz taşımacılığında yeni bir rota haline getirmesine iliÅŸkin hazırladığı dosya haberin üçüncü ve son bölümünde bu durumun ekosistem ve doÄŸal yaÅŸama etkisi ele alındı.
Arktik Konseyi’nin verilerine göre aşırı hava koÅŸullarına sahip bölgede bu koÅŸullara adapte olabilen birçok özel tür yaşıyor. Bölge, soÄŸuÄŸa yüksek derecede uyum saÄŸlamış memeliler, kuÅŸlar, balıklar, omurgasızlar, bitkiler ve mantarlar gibi 21 binden fazla türe ev sahipliÄŸi yapıyor. Kutup ayısı, deniz aygırı, deniz gergedanı, kar baykuÅŸu ve kutup tilkisi bu türlerin en bilinenlerini oluÅŸturuyor.
Aşırı soÄŸuk hava koÅŸullarının insan faaliyetlerini zorlaÅŸtırması Arktik ekosisteminin bozulmasının önüne geçse de küresel ısınmayla beraber deÄŸiÅŸen iklim koÅŸulları ve bölgenin kaynaklarına yönelik talebin artması Arktik'teki insan faaliyetlerini de artırıyor.
Dünya DoÄŸayı Koruma Vakfı (WWF) verilerine göre Arktik'te yaÅŸayan 40'ı aÅŸkın yerli topluluk, 4 milyonluk bölge nüfusunun yüzde 10'unu oluÅŸturuyor. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi sonucu deniz buzlarında, yağış düzenlerinde ve sıcaklıklarda yaÅŸanan deÄŸiÅŸim, büyük ölçüde avcılığa bağımlı olan yerli halkların gıda güvenliÄŸini ve geçim kaynaklarını tehlikeye atıyor
"Buz kütlesi kaybı son 30 yılda hız kazandı"
Bölgede yaÅŸanan deÄŸiÅŸimin çevreye etkisi hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Washington merkezli Okyanus Koruma Vakfı Arktik Bilimleri Direktörü Henry Huntington, küresel ısınma sonucu bölgedeki buz kütlesi kaybının artık gözle görülebilir seviyeye geldiÄŸini söyledi.
Bu sürecin özellikle son 30 yılda hız kazandığını belirten Huntington, "Aslında bu tarihlerde Alaska’nın kuzey kıyılarında buz görüyor olmamız gerekirdi. Yazın da ara sıra buz görürdünüz. Åžimdi birkaç ay buz kütleleri tamamen yok oluyor ya da kıyıdan çok uzaktalar." dedi.
Bölgedeki deniz trafiÄŸinde gözle görülür bir artış yaÅŸandığını, azalan buzul miktarı ve buzkıran gemisi teknolojisindeki geliÅŸmelerin bu trafiÄŸin artışındaki temel faktör olduÄŸunu kaydeden Huntington, Arktik'teki buzul erimelerinin temel sebebinin küresel ısınma olduÄŸunu öte yandan bölgede artan faaliyetlerin de buzul erimelerinde payının bulunduÄŸunu vurguladı.
Bazı ülkelerin buzulların erimesiyle birlikte ortaya çıkacak yolları ve doÄŸal kaynakları fırsat olarak gördüÄŸünü ancak bu durumun insanlığa daha sıcak iklimler, deniz seviyesinde artış ve yükselen yaÅŸam maliyeti olarak geri döneceÄŸini ifade eden Huntington, Arktik bölgesinden çıkarılan petrol ve doÄŸal gaz gibi fosil yakıtların birer sera gazı kaynağı olduÄŸunun ve buradan çıkan kaynakların günün sonunda sera gazı olarak atmosfere karışıp yine bu bölgedeki buzulların erimesine yol açacağının altını çizdi.
Buzulların erimesiyle gündeme gelen Trans-Arktik gibi yeni deniz rotalarının, deniz taşımacılığını kısaltarak karbon ayak izinde iyileÅŸme saÄŸlayacağı yönündeki görüÅŸlere deÄŸinen Huntington ÅŸu deÄŸerlendirmeleri paylaÅŸtı:
"Daha kısa mesafeler, daha az yakıt ve daha az karbon emisyonu demek. Sorun ÅŸu ki buradan elde edilecek sera gazı emisyonundaki kazanım, küresel deniz taşımacılığı içinde çok küçük bir kısmı oluÅŸturuyor. Hatta dünyadaki sera gazı salımıyla karşılaÅŸtırdığımızda çok daha küçük kalıyor. Elde ettiÄŸimiz küçük kazanım sorunu çözmeyecek. Küresel deniz taşımacılığını karbon nötr hale getirmeye yönelik çalışmalar da sürüyor. Biz bunu baÅŸarabilirsek o zaman bu sorun çözülür. Bu, birkaç geminin daha kısa bir rota izlemesinden çok daha etkili olacaktır."
Arktik'teki deÄŸiÅŸimin ekosisteme etkisi
Dünyanın en sessiz yerlerinden biri olarak nitelendirdiÄŸi Arktik Denizi’ndeki gemi trafiÄŸinin oluÅŸturduÄŸu gürültünün çevredeki canlılar üzerinde olumsuz etkileri olduÄŸundan bahseden Huntington, "Birçok deniz hayvanı için ses, birbirlerini, yiyeceklerini ve yönlerini bulmak için kullandıkları bir araçtır. Arktik'teki gemi trafiÄŸi kaynaklı gürültü arttıkça bu aktiviteleri yapmaları da bir o kadar zorlaşıyor." diye konuÅŸtu.
Bölgedeki deniz taşımacılığının hem denizi hem de havayı kirlettiÄŸine dikkati çeken Huntington, kirliliÄŸin oluÅŸturduÄŸu riskler konusunda ÅŸunları söyledi:
"Alaska ve Rusya arasındaki deniz trafiÄŸi nispeten dar kabul edebileceÄŸimiz Bering BoÄŸazı üzerinden geçiyor. Bu bölgede bir geminin denize oturması ya da bir gemiden petrol sızması çok yıkıcı sonuçlara yol açabilir çünkü burası aynı zamanda milyonlarca deniz kuÅŸu, deniz memelisi, balık ve deniz canlısı için Pasifik ve Arktik okyanusları arasındaki tek geçiÅŸ yoludur. Yılın yanlış bir zamanında böyle bir ÅŸeyin yaÅŸanması bu türler için bir felakete yol açabilir."
"Yerel halktan uyum beklemek adil deÄŸil"
Huntington, deÄŸiÅŸen koÅŸulların yerel halkları da birçok yönden etkileyebileceÄŸi, olası bir kazanın binlerce yıldır deniz canlılarını avlayarak yaÅŸamlarına devam eden insanlar için bir felaket olacağı uyarısında bulundu.
Bölgede yaÅŸanan deÄŸiÅŸiklikler hakkında yerel halktan edindiÄŸi bilgilere atıfta bulunarak av hayvanlarının geçen gemilerden korktuÄŸunu ve bu durumun avcılık faaliyetlerini zorlaÅŸtırdığını anlatan Huntington, geçen gemi sayısı arttıkça bu durumun kronikleÅŸebileceÄŸini ve ailelerini avcılıkla geçindiren insanların iÅŸlerinin zorlaÅŸabileceÄŸini iÅŸaret etti.
İnsan faaliyetleri sonucu deÄŸiÅŸen çevreye yerel halkın uyum saÄŸlamasını beklemenin adil olmadığı görüÅŸünü paylaÅŸan Huntington, "Sırf biz daha iyi bir araba kullanalım diye onların koÅŸullarını deÄŸiÅŸtirip esnek olmalarını beklememiz ne kadar doÄŸru? Bence bu etik olarak savunması çok zor bir mesele." ifadelerini kullandı.
Arktik'teki gidiÅŸatın deÄŸiÅŸmesine dair umutlu olduÄŸunu dile getiren Huntington, bölgede faaliyet gösteren ülkelerin 16 yıl boyunca Arktik Denizi'nin orta bölümünde herhangi bir balıkçılık faaliyeti yapılmayacağı üzerine vardığı anlaÅŸmanın bu yöndeki duygularını desteklediÄŸini aktardı.
Huntington, bilimsel araÅŸtırmalara öncelik verilmesi amacıyla alınan bu iÅŸbirliÄŸi kararının Arktik'teki diÄŸer meselelerde de uygulanması tavsiyesinde bulundu.