Tablonun ardındaki etmenlerden ilki “jet akımları” olarak bilinen kuvvetli rüzgarlar. Bu rüzgarların hava sistemlerinin ÅŸekillenmesinde ciddi bir etkisi var. Jet akımları, dalgalı bir yapıya sahip. Ve akımın tepe oluÅŸturan bölgelerinde yüksek basınç, çukur olan bölümlerinde alçak basınçlar etkili oluyor. Tepe bölgelerin altında kalan bölgelerde daha kuru hava koÅŸulları oluÅŸurken çukur bölgelerin olduÄŸu yerlerde daha yağışlı havalar etkili oluyor. Bu da iki bölgenin hava koÅŸullarında keskin farklılıklar oluÅŸturabiliyor.
Günlerdir ÅŸiddetli yangınlarla mücadele eden California, jet akımının tepe oluÅŸturan bölgesinde yer alıyor. Haliyle bölgede kurak koÅŸullar mevcut. Arktik’ten gelen soÄŸuk hava dalgalarıyla mücadele eden ÅŸehirler ise akımın çukur bölgesinde kalıyor. California’daki ÅŸiddetli yangınlarda kış kuraklığı ve Santa Ana rüzgarları etkili oldu.
Uzmanlara göre ÅŸiddetli soÄŸukların görülmesinde 2025’in La Nina senesi olması da bir etmendi.
Peki tüm bunların iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ile alakası var mı?
California’daki aşırı kuraklıklarda iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkisi yadsınmıyor. Ancak jet akımının iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinden etkilenmiÅŸ olma durumu bilim camiasında tartışma konusu. Bazı bilim insanları Arktik bölgesindeki hızlı ısınmanın Arktik ile orta enlemler arasındaki sıcaklık farkını azalttığını, bunun da daha kıvrımlı bir jet akımına yol açabileceÄŸini öne sürüyor. Bu da etkili olan hava koÅŸullarının daha uzun süre kalmasına yol açabiliyor.