

ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Kapalı Dikey Tarım Uygulama ve AR-GE Merkezi, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit KiriÅŸci'nin katılımıyla 8 Aralık'ta açıldı.
Kağıthane'deki Yeni Kültür Merkezi Kompleksi'nde kurulu alanla, ÅŸehrin içinde üretim ve tüketim merkezlerinin yakınlaÅŸtırılıp lojistik maliyetlerinin düÅŸürülmesi, ürün zayiatının azaltılması ve kentte yaÅŸayanların taze ve ucuz sebzeye eriÅŸiminin saÄŸlanması hedefleniyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, proje çalışmalarına 2019 yılında baÅŸladıkları merkezin, Türkiye'de bir ilk olduÄŸunu söyledi.
İklim krizinde en önemli konunun su tasarrufu olduÄŸunu ve dikey tarım merkezinde yüzde 95 su tasarrufuyla üretim yapıldığını belirten Karaca, sebze yetiÅŸtirirken hiçbir ÅŸekilde ilaç kullanmadıklarını, suyun dışında gübreden de tasarruf ettiklerini bildirdi.
Merkezin sadece kuraklık dönemlerinde deÄŸil, afet ve savaÅŸ durumlarında da kullanılabileceÄŸine dikkati çeken Karaca, "Afet planları yapıyoruz. Deprem, sel gibi felaketler, savaÅŸlar olabilir. Pandemi, Ukrayna-Rusya savaşı gıdanın ne kadar önemli ve stratejik olduÄŸunu gösterdi. Bir sığınak düÅŸünün. İleride böyle bir üretimin olduÄŸu sığınaktan çıkmadan üretip yiyebilirsiniz. İşte bu alanlar afet zamanlarında deÄŸerlendirilebilir." dedi.
Dikey tarım alanını Kağıthane Belediyesi'ne ait bir otoparkta kurdukları bilgisini veren Karaca, "Eksi 30 metre, yani ÅŸu anda biz yerin eksi sekizinci katındayız. Bu ne demek? Dünyada kapalı dikey tarım yapılan en derin ikinci noktadayız. Londra'daki üretim alanı 2,5 metre daha derin. Kapalı dikey tarım derken burada toprak yok, güneÅŸ yok, bunu özel üretilmiÅŸ yapay ışıklarla ve tamamen otomasyonla saÄŸlıyoruz." diye konuÅŸtu.
"20 dekarlık alandaki verimi 250 metrekarede alıyorsunuz"
2050'de dünya nüfusunun 10 milyar, Türkiye nüfusunun ise 105 milyon olacağını, artan nüfus ve sınırlı tarım alanları nedeniyle farklı üretim modelleriyle birim alandan maksimum verim alacak sistemlerin kullanılması gerektiÄŸini vurgulayan Karaca, ÅŸöyle devam etti:
"Buranın brüt olarak tamamı 700 metrekare fakat üretim yapılan kısmı 250 metrekare ve bir yılda yaklaşık olarak 20 dekarlık alandan aldığınız verimi buradan alıyorsunuz. Artı bir deÄŸer olarak da optimum ÅŸartları oluÅŸturduÄŸunuzda tropikal herhangi bir sebzeyi de üretebiliyorsunuz, nerede ne olursa olsun hepsini yapabiliyorsunuz."
Halihazırda marul, İtalyan fesleÄŸeni ve lollo rosso (kırmızı kıvırcık marul) yetiÅŸtirdiklerini aktaran Karaca, merkezde yetiÅŸtirdikleri ürünlerin üretim parametrelerini ve reçetelerini oluÅŸturmayı da amaçladıklarını dile getirdi.
Safran yetiÅŸtirme hedefi
Tesisin toplam üretim kapasitesinin 24 bin kök olduÄŸunu fakat marulların aralıklı ekilmesi gerektiÄŸi için ÅŸu an için 16 bin köklük kapasitenin kullanıldığını kaydeden Karaca, üretim maliyetlerinin geleneksel tarımdaki üretim maliyetleriyle hemen hemen aynı olduÄŸunun, güneÅŸ enerjisi sistemlerinin kullanılması durumunda maliyetlerin daha da düÅŸebileceÄŸinin altını çizdi.
Fidelerin 30- 35 günde hasat edilmeye hazır hale geldiÄŸine, geleneksel tarımda bir kez hasat yapılırken dikey tarım sistemiyle 12 ay boyunca sürekli üretim yapabilmenin büyük bir avantaj olduÄŸuna dikkati çeken Karaca, "Nihai hedefimiz katma deÄŸeri yüksek ürünleri, dikey tarım uygulamasıyla bu tür alanlarda yetiÅŸtirmek. Özellikle bazı ürünler var ki çok kıymetlidir. Mesela safran. 'Neden olmasın?' diyoruz. Belki safran da üretebiliriz. Hedeflerimizden biri de bu." ifadelerini kullandı.
Önceliklerinin, dikey tarım alanında araÅŸtırma ve geliÅŸtirme çalışmaları yapmak olduÄŸunu anlatan Karaca, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:
"Amacımız burada bir ÅŸeyler üretip satmak, para kazanmaktan ziyade bu alanda yerli ve milli teknolojiyi, yerli ve milli AR-GE'yi geliÅŸtirip Türkiye'de bu alanın da var olduÄŸunu göstermek ve Hollandalıların, İngilizlerin, Amerikalıların, İsraillilerin yapmış olduÄŸu know-how’ı, bizde olmayan, yani hiçbir ÅŸekilde bilgisini vermedikleri teknolojiyi kendimiz üretip yatırımcılar, üniversiteler, araÅŸtırma yapan kiÅŸiler için bir merkez olmak."