

BTÜ Modern Yapı TopluluÄŸu tarafından gerçekleÅŸtirilen innoCon'25 etkinliÄŸi kapsamında düzenlenen ve Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Biriz Özbakır'ın moderatörlüÄŸünü yaptığı "YeÅŸilhat Akademi BuluÅŸmaları"na BTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sinan Uyanık, İnÅŸaat MühendisliÄŸi Bölüm BaÅŸkanı Prof. Dr. Egemen Aras ve İnÅŸaat MühendisliÄŸi Bölüm BaÅŸkan Yardımcısı Doç. Dr. Babak Vaheddoost konuÅŸmacı olarak katıldı.
"Suyun YolculuÄŸu" temasıyla düzenlenen programın açılışında Türkiye'nin ilk Çevre Haberleri MüdürlüÄŸü YeÅŸilhat'ın tanıtım videosu izlendi.
Açılışın ardından söz alan Prof. Dr. Uyanık, Türkiye'deki yıllık su potansiyelinin yaklaşık 112 milyar metreküp olduÄŸunu fakat bu potansiyelin içinde bulunan yer altı suları çıkarıldığında geriye 57 milyar metreküp kullanılabilir su kaldığını ve bunun 44 milyar metreküpünün yani yaklaşık yüzde 65-70'inin tarım sektöründe kullandığını söyledi.
Sulama suyu olarak kullanılan suyun yüzde 25'inin israf edildiÄŸini belirten Uyanık, "Sadece Harran Ovası'ndan bir örnek vermek gerekirse israf edilen, geri dönen, drenaj suyu olarak adlandırılan su miktarı İstanbul, Ankara ve İzmir'in evsel kullanım ve içmek amacıyla tükettiÄŸi su miktarına eÅŸ deÄŸer." dedi.
Uyanık, müsilaja neden olan en önemli etkenlerden birinin karasal kaynaklı kirleticilerin arıtılmadan alıcı ortamlara verilmesi olduÄŸunu anlatarak, özellikle Marmara Denizi'nin kapalı, belirli bölgelerinde çukurları olan ve Akdeniz'den Karadeniz'e doÄŸru alt üst akıntısı bulunan yapısı nedeniyle denize bırakılan kirleticilerin kalıcılığının arttığını aktardı.
Müsilaj oluÅŸumuna neden olan faktörlere deÄŸinen Uyanık, "İklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkisi yadsınamaz çünkü deniz suyu sıcaklığının 1-2 derece artması planktonların aşırı üremesi için daha ideal bir ortam haline gelmesini saÄŸlıyor. Bir de buradaki doÄŸal yaÅŸam döngüsüne yapılan ufak tefek dokunuÅŸlar bu müsilaj sorununu ortaya çıkarmış olabilir." deÄŸerlendirmesinde bulundu. Uyanık, ÅŸunları kaydetti:
"Algleri, planktonları balıklar tüketir, balıkları insanlar avlar, insanlar tüketir. Yani küçük canlı türlerinden büyük canlı türlerine doÄŸru bir besin döngüsü durumu söz konusu. Biz bu Marmara Denizi'ndeki müsilaja sebep olan plankton olarak adlandırdığımız yaÅŸam türlerinin baÅŸta kirlilik nedeniyle çok fazla üremesine sebep oluyoruz ama bu planktonları tüketen küçük balıkları, hamsileri, istavritleri, kontrolsüz, av mevsimi dışında aşırı avlanmayla, trol balıkçılığıyla yok edersek, planktonlar aşırı çoÄŸalırsa deniz salyası, müsilaj dediÄŸimiz olguyla karşı karşıya kalabiliyoruz."
Marmara Denizi'ne yapılan deÅŸarj miktarının yüksekliÄŸi seyrelmeyi azaltıyor
Prof. Dr. Egemen Aras, Türkiye'de yılda 2,5 ila 3 milyar metreküp atık su oluÅŸtuÄŸunu, bu miktarın 1 milyon 200 bin adet olimpik havuz veya 2 Tuz Gölü kadar atık suya tekabül ettiÄŸini oysa ileri atık su arıtma yöntemleriyle atık suların yeniden kullanılarak suya ikinci bir ÅŸans vermenin mümkün olduÄŸunu ifade etti.
Marmara Bölgesi'nde ÅŸehirlerden gelen evsel ve sanayi atık sularının neden olduÄŸu deniz kirliliÄŸinin müsilajın baÅŸlıca nedenlerinden biri olduÄŸunu ve bu sebeple derin deÅŸarj sistemlerinin tasarımları konusunda çok daha hassas davranılması gerektiÄŸini vurgulayan Aras, ÅŸöyle devam etti:
"Bursa'da Marmara Denizi'ne 2 kilometre açıkta ve yaklaşık 30-40 metre derinliÄŸe kadar inen boru sistemlerimiz var. Bu atık sularımızı biz bu borular yardımıyla denizin dibine iletiyoruz. Tabii dizaynı, hesapları çok zor, bunların çok dikkatli yapılması gerekiyor. Hem yapısal anlamda hem de deÅŸarj kriterleri açısından çok zor. Yani o atık suyu biz 2 bin metre açıkta, 30-40 metre derinliÄŸe veriyoruz. O su, seyrele seyrele yukarı çıkıyor. Åžimdi bu aÅŸamada sorun yok gibi gözüküyor ama deÅŸarjın boyutları çok büyük. Yani organik atıklar çok fazla olduÄŸu için bir de kapalı bir bölge, açıkçası seyrelme tam olmayabiliyor. Yani akıntıdan dolayı veya deÅŸarj sistemlerinde yanlış dizaynlar olabilir."
"Yapay zekadan faydalanarak su verimliliği artırılabilir"
Doç. Dr. Babak Vaheddoost, su gibi lineer olmayan ya da çok parametreli karar ve problem çözme gerektiren konularda yapay zekadan faydalanarak su verimliliÄŸinin artırılabildiÄŸini bildirdi.
Yapay zekanın çevre alanındaki kullanımından bahseden Vaheddoost "Durum deÄŸerlendirmesinde, özellikle karmaşık problemlerde, su problemleri sınır aÅŸan konular çerçevesine girebiliyor, ülkeler arası farklı parametreler de etkili olabiliyor. Bu konuda atmosfer, yeryüzü, yeraltı hepsi birbiriyle iletiÅŸim halinde. Bundan yola çıkarak tahminde bulunabiliyorduk. Eksik verileri tamamlayabiliyorduk. Günümüzde artık bir de bildiÄŸimiz ÅŸeyleri daha iyi ve etkin bir ÅŸekilde deÄŸerleyebiliyoruz." diye konuÅŸtu.
Vaheddoost, yapay zekadan, özellikle afetlerin neden olduÄŸu veya olabileceÄŸi etkileri azaltmak için erken uyarı sistemlerini kullanma noktasında faydalandıklarını belirtti.
Programda öÄŸrencilerin ve diÄŸer katılımcıların interaktif ÅŸekilde yer alabilmesi için teknolojik altyapı da kullanıldı. ÖÄŸrenciler, sunum esnasında kendilerine yöneltilen su kullanımı, çevre bilinci, su ayak izi ve benzer konulardaki soruları ekrana yansıtılan QR kod üzerinden anlık cevapladı ve yanıtlar yine anlık olarak ekrana yansıtıldı.
Etkinlik, katılımcılara plaket takdim edilmesinin ardından sona erdi.