365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Sıcaklık artışıyla Karadeniz'e yayılan türler deniz ekosistemini tehdit ediyor

31.07.2024
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Uzmanlar, deniz suyu sıcaklıklarındaki artış dolayısıyla Akdeniz'den Karadeniz'e yayılan deniz canlılarının ekosistem dengelerini olumsuz etkileyerek Karadeniz'i "Akdenizleştirebileceğini" belirtiyor.

AA'nın iklim krizinin balıkçılık sektörü üzerindeki etkilerine yönelik hazırladığı haber dosyasının üçüncü bölümünde, denizi suyu sıcaklıklarında artış nedeniyle Akdeniz'den Karadeniz'e doÄŸru yayılım gösteren balık ve diÄŸer deniz canlılarının ekosisteme etkileri ele alındı.

Avrupa BirliÄŸi’ne (AB) baÄŸlı Copernicus İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Servisi verilerine göre küresel ortalama deniz yüzeyi sıcaklığı Mart ayında 21,07 derece ile rekor kırdı. Ayrıca günlük ortalama deniz yüzeyi sıcaklığının en sıcak olduÄŸu 100 günün 94'ü, 2024'te yaÅŸandı.

Küresel deniz yüzeyi sıcaklığındaki artışın benzeri Türkiye'yi çevreleyen sularda da görüldü. Türkiye'nin denizlerinde 2023 yılı ortalama sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının üzerinde ölçüldü. Karadeniz'de 1970-2023 ortalaması 15,3, 2023 yılı ortalaması 16,8; Marmara Denizi'nde 1970-2023 ortalaması 15,7, 2023 yılı ortalaması 17,6; Ege Denizi'nde 1970-2023 ortalaması 18,7, 2023 ortalaması 20,5; Akdeniz'de 1970-2023 ortalaması 21,5, 2023 yılı ortalaması 22,6 olarak hesaplandı.

Denizlerdeki ısınmanın deniz canlılarına etkisine iliÅŸkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Onur Gönülal, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve deniz suyundaki ısınmanın, deniz ekosistemlerinde önemli deÄŸiÅŸikliklere neden olduÄŸunu, Kızıldeniz'e uygun olan türlerin Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’e kadar yayılmasının büyük ölçüde bu etkiden kaynakladığını söyledi.

Yabancı türlerin sayısının her geçen yıl arttığını ve 2020'de yapılan bir çalışmaya göre Türkiye genelinde 539 yabancı tür bulunduÄŸunu aktaran Gönülal, "Karadeniz’de yabancı türlerin sayısı 30’a yaklaşırken ve Marmara’da da bu sayı 100’u çoktan geçti. Ege Denizi’nde 253, DoÄŸu Akdeniz’de ise 413 yabancı tür bulunuyor." dedi.

Yayılımın bu hızla devam etmesi durumunda yabancı türlerin sayısının yerli türleri geçmesinin muhtemel olduÄŸunu ifade eden Gönülal, deniz suyundaki ısınma bu kadar yüksek olmasaydı yabancı tür sayısının muhtemelen 100-150 civarında kalacağı, artan sıcaklığın yabancı türlerin yayılım hızını 5-6 kat artırmış olabileceÄŸi deÄŸerlendirmesinde bulundu.

"Balıkçılık sektöründe ekonomik kayıplara neden olabilir"

Yabancı türlerin yayılımının, yerli türlerle rekabet oluÅŸturarak ekosistem dengesini etkilediÄŸini, bunun yalnızca Türkiye'nin deÄŸil, dünyadaki birçok ülkenin sorunu olduÄŸunu vurgulayan Gönülal, ÅŸöyle devam etti:

"Karadeniz'de yavaÅŸ yavaÅŸ bir AkdenizleÅŸme eÄŸilimi gözlemleniyor, bu durum sadece yabancı türlerle sınırlı deÄŸil. Sıcaklık artışı, Akdeniz ve Karadeniz arasındaki sıcaklık farklarının azalması bazı türlerin yayılmasına olanak tanıyor. Akdeniz ve Karadeniz ekosistemleri birbirinden farklıdır ancak sıcaklık artışıyla birlikte Akdeniz ve Ege’ye özgü balık türlerinin Marmara'ya, Karadeniz'e doÄŸru yayılmaya baÅŸladığı görülüyor."

Karadeniz ve çevresindeki bölgelerde yabancı türlerin hızla yayılmasının büyük bir sorun teÅŸkil ettiÄŸini dile getiren Gönülal, son yıllarda Marmara ve Karadeniz’de hızlı yayılım gösteren, ekonomik deÄŸeri yüksek türler olduÄŸu ve mavi yengeç (Callinectes sapidus) ile 2 farklı jumbo karides türünün (Penaeus aztecus ve Penaeus pulchricaudatus) bunların arasında yer aldığı bilgisini paylaÅŸtı.

Karadeniz'de yayılım gösteren ekonomik türlerin, yerli türlerle besin kaynakları açısından rekabet etmesinin ekosistem dengelerini bozabileceÄŸi uyarısında bulunan Gönülal, "Bu rekabet, hamsi, mezgit ve barbun gibi ekonomik açıdan önemli türlere dayanan balıkçılık sektöründe ekonomik kayıplara neden olabilir. Yeni gelen türlerin tanınmaması ve tüketicilerin bu türlere alışkın olmaması olumsuzluklara yol açar." diye konuÅŸtu.

Deniz kirliliÄŸi ve aşırı avlanmanın da ekosistem dengesini bozarak yabancı türlerin faaliyetlerini hızlandırdığından bahseden Gönülal, ekonomik deÄŸeri olsun ya da olmasın yabancı türlerin avcılığının koordineli bir ÅŸekilde yönetilerek teÅŸvik edilmesi, yerli stokların korunması ve kota uygulanması tavsiyelerinde bulundu.

"Türler AkdenizleÅŸme tehlikesi altında"

ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Cem Dalyan, deniz suyu sıcaklıklarının artışı sonucunda yaladerma ve mırmır gibi Akdeniz balıklarının Karadeniz'de yayılım gösterdiÄŸini, hızlı yüzen lambuka balığının ise Marmara Denizi’nden kayıtlarının geldiÄŸini bildirdi.

Söz konusu balıkların Atlanto-Akdeniz kökenli türler olduÄŸuna iÅŸaret eden Dalyan, "ÖrneÄŸin lambuka, kuvvetli bir pelajik avcıdır. Genellikle küçük balıkları avlayarak beslenir. Marmara'da bilinen pelajik türler arasında hamsi ve sardalya gibi geçit balıkları bulunuyor. Marmara’da lambukanın büyük popülasyonlarının oluÅŸma ihtimali, geçit balıkları üzerinde baskı yaratabilir ve Karadeniz'den Kuzey Ege'ye senede iki defa gerçekleÅŸen göç fenomenini derinden etkileyebilir." sözlerini sarf etti.

Bir ekosisteme yeni bir türün dahil olmasının besin ağında deÄŸiÅŸikliklere yol açtığının altını çizen Dalyan, ÅŸunları söyledi:

"Karadeniz gibi balıkçılığımızın büyük kısmının gerçekleÅŸtiÄŸi ve binlerce yılda oluÅŸmuÅŸ bu deniz ekosistemindeki türler AkdenizleÅŸme tehlikesi altında. Bu türlerin besin zincirindeki yerlerini ve ekosistem üzerindeki etkilerini anlamak ÅŸu an için mümkün deÄŸil çünkü veri eksikliÄŸi var. Karadeniz’in AkdenizleÅŸmesi ile daha az hamsiyi tezgahlarda görebiliriz ve bu durum, ekonomik ve ekolojik deÄŸiÅŸikliklere neden olabilir. 'AkdenizleÅŸme' kavramı, Akdeniz'in flora ve faunasının Karadeniz'e hakim olması, Karadeniz’in kendine özgü yapısının kaybolması anlamına geliyor. Bu durum 2 denizin biyolojik açıdan farklı yapılarının ortadan kalkmasına, ekosistem çeÅŸitliliÄŸinin kaybolmasına ve tek bir ekosistem haline gelmesine neden olabilir."

Dalyan, ekosistemlerin tek tip haline gelmesi durumunda, oluÅŸan negatif etkilerin tüm bölgeye yayılacağını, çeÅŸitliliÄŸin korunmasının, farklı ekosistemlerin varlığını sürdürebilmesinin ve bu ekosistemlerdeki deÄŸerlerin korunmasının büyük risk altına gireceÄŸini kaydetti.

İnsanlığın doÄŸa üzerindeki etkisini mutlaka sınırlandırması gerektiÄŸini ifade eden Dalyan, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

"GideceÄŸimiz baÅŸka bir gezegen yok. Denizlere bıraktığımız kirlilik yükü azaltılmalı, deniz ekosistemlerinin korunması için çaba sarf edilmeli. Aşırı avcılık, kirlilik, sıcaklık artışı, ekosistemleri saÄŸlıksız hale getiriyor ve hassas türlerin yok olmasına neden oluyor. ÅžehirleÅŸme ile hızlı habitat ve kıyı kaybı gibi nedenler ekosistemleri ciddi strese sokuyor ve canlıların deÄŸiÅŸimlere adaptasyonunu zorlaÅŸtırıyor. Bu kapsamda, endüstriyel balıkçılığın yeniden düzenlenmesi, küçük balıkçının desteklenmesi, kirlilik baskısının azaltılması, deniz koruma alanlarının yaratılması ve Karadeniz’e ait olmayan türlerin takibi ve savuÅŸturulması gibi faaliyetlerle mevcut ekosistemin korunmaya çalışılması çok önemli."

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR